SOSYAL ŞİDDETLE EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASI

Şiddet, genellikle fiziksel veya sosyal zarar verme niyetiyle yapılan bir davranış olarak tanımlanır.


Sosyal şiddet, bir kişinin diğerine kasıtlı olarak duygusal acı veya korku vermek amacıyla uyguladığı zarar verici davranışları ifade eder. Bu tür şiddet genellikle sürekli veya tekrarlayıcıdır ve kişinin özgüvenini, benlik saygısını ve sosyal refahını olumsuz yönde etkiler. Sosyal şiddet genellikle sözlü taciz, tehditler, aşağılama, kontrol etme, yalıtma veya manipülasyon gibi davranışları içerebilir. Sosyal şiddet, fiziksel şiddet kadar açık olmayabilir, bu nedenle kişiler genellikle şiddetin farkına varmakta zorlanabilir ve yardım aramakta tereddüt edebilirler.

Evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında sosyal şiddete konu davranışlar hakkında, Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre temelde şu olaylar gerçekleşmektedir.

Sosyal şiddete konu olayları şu başlıklar altında toplayabiliriz ;
 

  1. Giyim
  2. Yeme İçme
  3. Faaliyetler
  4. Alışkanlıklar
  5. Güven
  6. Gelenekler
  7. Din
Bu hususlar kural olarak aynı zaman 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Kapsamında yer alan şiddete konu oluşturmaktadır.
 

1- Giyim Konusunda Sosyal Şiddet

Eşler arasında giyim konusunda sosyal şiddet, bir eşin diğerine giyim tercihleri üzerinden baskı uygulaması veya kontrol etme çabalarını ifade eder. Bu tür şiddet, genellikle bir eşin diğerini belirli giyim tarzlarından vazgeçmeye zorlaması, onu giyim tercihleri konusunda eleştirmesi veya aşağılaması şeklinde ortaya çıkabilir.

Örneğin, bir eşin diğerini dışarıda ne giyeceği konusunda sürekli olarak eleştirmesi veya ona belirli giysileri giymemesi konusunda baskı yapması sosyal şiddet örneklerine dahildir. Bu tür şiddet, diğer eşin özgürlüğünü kısıtlayabilir, benlik saygısını zedeler ve ilişkide dengesizlik yaratır.

Sosyal şiddet oluşturan davranışlar giyim konusunda baskı yapmak şeklinde olabileceği gibi, giyim konusunda aykırı davranmak şeklinde de gerçekleşebilir. Eşinin örtünmesi için baskı yapmak, eşine çağdaş kıyafetlere aykırı giyinmesi için baskı yapmak, eşinin olağan giyimine karışmak, eşinin giyimine ailesinin müdahalesine kayıtsız kalmak giyim konusunda sosyal şiddete örnek olarak gösterilebilir. Bu bağlamda bazı kararlara da bu yazımızda yer verelim.

Yargıtay kararları

2. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2022/9934
Karar : 2023/595
Karar Tarihi :15.02.2023

Erkeğin, kadına karşı aşağılayıcı sözler söylediği, baskı uyguladığı, giyim tarzını kısıtladığı, başka kadınların giyimini örnek göstererek benzer şekilde giyinmesini istediği, kadının ise, erkeğin akrabalarına asık suratlı davranarak komşular ile görüşmek istemediği, tarafların müşterek çocuklarının olmadığına dair aile ve yakın çevrede açılan konuşmalarda erkeğin gelirinin düşüklüğünü gerekçe göstererek onu rencide ettiği, eve gelen misafirleri eşofmanla karşıladığı böylelikler evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu ancak kusurların eşite yakın derecede değerlendirildiğinden bahisle asıl ve karşı davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, 

2. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2012/5951
Karar : 2012/8448
Karar Tarihi :05.04.2012

Davalı-davacı kadının kocasına sürekli olarak hakaret ettiği, davacı-davalı kocanın da karısının giyim tarzına müdahale ederek örtünmesi için sürekli baskıda bulunduğu, davacı-davalı ile davalı-davacının aynı oranda kusurlu olduğu gerçekleşmiştir.

2. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2010/3765
Karar : 2011/4773
Karar Tarihi :17.03.2011

Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı-davacı kadının kocasına sürekli olarak hakaret ettiği, davacı-davalı kocanın da, karısına giyim tarzına müdahale ederek "örtünmesi" için sürekli baskıda bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.

2. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2010/16754
Karar : 2011/136
Karar Tarihi :17.01.2011

Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda birlik görevlerini yapmayan ve eşinin giyim tarzına ailesinin müdahalesine sessiz kalan davacı koca yanında, eşine sürekli küfür eden davalı kadın da kusurludur. 
 

2 - Yeme İçme Konusunda Sosyal Şiddet


Yeme-İçme konusunda sosyal şiddeti, sürekli içki kullanmak, çevreye rahatsızlık verecek şekilde içki kullanmak, çocuğunu özendirecek şekilde içki kullanmak, uyuşturucu kullanmak olarak sıralayabiliriz. (Gençan, Boşanma Hukuku, 12. Baskı, sf 1104)

Yargıtay sadece içki kullanılmasını boşanma sebebi olarak görmemektedir. İçkinin sürekli içiliyor olmasını,  içki tüketiminin aşırılığını, içki içildikten sonra zarar verici davranışlar sergilenip sergilenmediği hususlarını dikkate alarak kusur tespitini yapmaktadır.

Sosyal içicilik boşanma sebebi değildir.


Çevreye rahatsızlık verecek şekilde içki kullanmak, çocuğunu özendirecek şekilde içki kullanmak konularıyla ilgili olarak boşanma davanızda iddialarınız varsa, bu iddiaları ispat etmeniz halinde karşı tarafa kusur olarak atfedilecek davranışlardır.

Uyuşturucu kullanmak sosyal şiddete yönelik bir davranıştır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davasında boşanma konusu davranışlardandır.


Eğer eşinizle aranızda bu hususlarla ilgili olarak anlaşmazlıklar yaşıyorsanız, boşanma davası sürecindeki iddialarınız sosyal şiddet kapsamında değerlendirilecektir.


Yargıtay kararları

2. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2023/2256
Karar : 2023/6010

Karar Tarihi :06.12.2023

Erkeğe verilen diğer kusurların yerinde olduğu , erkeğin ayrıca sık sık alkol kullandığı, fiili ayrılık dönenimde kadını sürekli rahatsız ettiği yönüyle kusurlu bulunduğu.

2. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2014/22573
Karar : 2015/9425
Karar Tarihi :06.05.2015

Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verecek şekilde alkol alışkanlığının bulunduğu ve buna bağlı olarak birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır.


2. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2011/1284
Karar : 2011/23793
Karar Tarihi :28.12.2011

Toplanan delillerden, davalı-davacı kocanın sürekli ve aşırı alkollü içki kullanmak suretiyle birlik görevlerini ihmal ettiği.


2. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2011/23182
Karar : 2012/17489
Karar Tarihi :25.06.2012


Toplanan delillerden, boşanmaya neden olan olaylarda alkollü içki almayı alışkanlık haline getirip, aldığı alkolün etkisiyle eşine ve müşterek çocuğa şiddet uygulayıp, hakaret eden ve eşine "böğrünü deşerim" diyerek tehditte bulunan davalı-davacı kocanın, birlik görevlerini yerine getirmeyen ve eşine hakaret eden davacı-davalı kadına göre daha ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. 

2. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2010/3168
Karar : 2010/5362
Karar Tarihi :22.03.2010

Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalı kocanın davacı kadına hakaret, tehdit ve eziyet ettiği, başka erkekleri de yanına alarak evin bahçesinde alkol alıp eşini ve çevresine rahatsızlık verdiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır.



2. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2022/10799
Karar : 2023/2183
Karar Tarihi :04.05.2023

Davalı-karşı davacı erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, uyuşturucu madde kullandığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu kadının kusurunun ispat edilemediği, çocukların ... yararı gereğince velâyetlerinin annelerine verilmesi gerektiği, çocuklar yararına tedbir- iştirak nafakasına, kadın yararına tedbir-yoksulluk nafakası ile maddî ve mânevi tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4721 sayılı kanun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına,





 
İletişim
E-Bülten

Son yayınlanan makalelerden ilk siz haberdar olmak istiyorsanız abone olun.

All Rights Reserved © 2023
Alper Yorulmaz Avukatlık ve Arabuluculuk Bürosu Online Altyapısı, AvukatJet® | Online Görüntülü Danışmanlık Sistemi ile hazırlanmıştır.